İNCİ TANESİ

Ocak 21, 2016
inci

Dostluk bir inci tanesi... Mücevher gibi değerli. En nadide mücevherden daha özel, daha kıymetli.
Canlı istiridyenin içinde, zorluklarla büyüyen inci...
Nasıl anne karnında mucizeyle, zahmetle büyür bebek, candır.
Dost da öyledir senden bir parçadır.
En umursamaz görünenin bile, yüreğinde bir yer saklıdır dosta özel.

Üzülürsün yüzünden anlar, hasta olursun koşar. Yeri gelir anadır..
Bazen sıkışırsın, yaslanmak istersin. Destektir, anlaşılmaktır derdin. Yeri gelir babadır, kardeştir...
Konuşmak, anlatmak istersin. Hep anlatayım ama benden başka kimse bilmesin dersin. Sana kendini tutan aynadır...

Son zamanlarda "insan biriktirmek" sözünü sık sık duyuyorum. Hep bir yerlere yetişmek, koşturmak, arttırmak çabası dostluklarımızı savurmasın. Lütfen, bazı şeyler hep aynı kalsın.

Bir kahve, iki çift dost sözüyle hafifleyen yüklerimiz...
Hiç konuşmadan bir bakış ve muzır bir gülümsemeyle kurgulanan hallerimiz...
Sarıldık mı, bunun adı sevgi dediğimiz kucaklaşmalar bitmesin..

Dostluk sınır, sanal tanımaz... Yenilensin, dönüşsün ama değişmesin. Çocuklar ve gençler telefonlar, sosyal medya hesaplarıyla dolan zamanlarında, dostlukları doğal haliyle yeterince yaşayamaz oldu. Biz tadını almışız, yüreğimize koymuşuz. Dostluklarımız, yenilenir, dönüşür ama değişmez. Ama onlar, ileride büyütecekleri dostluklarını yaşamak için yardım ve yönlendirmeye ihtiyaç duyuyorlar. Ben ellerindeki oyuncağı almadan, küçük avuçlarının içine inci taneleri de koyabilsinler istiyorum... Evcilik, hayatın provası gibidir. Bir kız çocuğu için de en lezzetli oyun. Şimdi, bebeklerinin kıyafetlerini değiştirip, oda düzenlemeyi hatta pasta yapmayı bilgisayar oyunlarında yaşıyorlar. Bir araya geldiklerinde, aynı şeyi yine bilgisayarda birlikte yapıyorlar. Ama birbirinin yüzüne değil de ekrana bakarak...

Dijital dünyaya bir sözüm yok. Buradayım ve çok mutluyum. Zaten adımı mı attım, bir dost merhabası ile karşılaştım, Eyvallah... Ama, çocuklar bizim sahip olduklarımızı kaçırsınlar istemiyorum. Teknolojiye rağmen değil, birlikte daha fazlasına sahip olsunlar. Gün içinde, teknoloji on/off saaatleri mi yaparız? Haftada bir dijital oruç mu tutarız? Bir şekilde, bu satırlarda rastlaşıp fikrini paylaşan olursa sevinirim.

En sevgiliye yönelip açtığımız avuçlarımızın içi, inci taneleri ile dolu olsun her daim...

4 yorum:

  1. Amin.Çok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize, yureginize ,dostluklariniza kuvvet ve bereket gelsin insaAllah.

    YanıtlaSil
  2. Benim en büyük inci tanemin, üç güzeline de anneleri gibi dostlarla, hayırlarla dolu günler diliyorum. Çoook sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  3. her şey zamanında birikiyor gibi geliyor bana. benim dost kumbaramda çok az insan var. artık dost edinemiyorum yani gerçek anlamda her şeyi bütün çıplaklığıyla anlatabileceğim dost edinemiyorum. neden bilmiyorum herkes de bir kaçış görüyorum. kimse dinlemek, kafa yormak, bir derde kucak açmak istemiyor...
    ben bu ara kırgın mıyım ne:)?

    YanıtlaSil
  4. Bence hiç ümitsizliğe kapılmamak lazım, hele dostluk konusunda. Görüşlerinize katılıyorum, belki bizim de içinde olduğumuz bir kaçış var. Ama bu biraz da hızdan kaynaklanıyor, yaşamın koşuşturması savuruyor bizi. Bu da hiçbir şey eskisi gibi değil yanılsamasına neden oluyor. Olsun, kumbarada az olsun..Zaten bence niceliği değil niteliği önemli dostluğun. Empatiyi sık sık yapmamız gerek galiba, bizim beklentimizde olan dostlarımızı anlamak adına. Sizin kırgınlık dediğiniz mod çok seyyah, herkesi dolaşıyor emin olun..Selamlar...

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.